İzmir'de 100 bin bina halen deprem tehlikesinde

30 October 2021

30 Ekim 2020 İzmir Depremi'nin 1'inci yıl dönümünde İzmir'deki çalışmalar ve olası yeni deprem felaketleri masaya yatırıldı.

İzmir'in yerel gazetelerinden İz Gazetesi'nde yer alan habere göre, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir'deki deprem tehlikesine dair değerlendirmelerde bulundu.

"DÖNÜŞÜM, DOĞAL AFET EKSENLİ OLMADI"

İzmir'in 1999 depreminden önce başlayan bir 'Deprem Master Planı' olduğunu anımsatan DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "O plan 2000 yılında bitti. Master Plan, İzmir'in depremden en az zararla çıkması için yapılması gerekenlerin içinde barındırıyordu. Yani, İzmir fayı 6,5 büyüklüğünde bir deprem ürettiğinde; o dönemin kentteki binalarının hangisi yıkılır, hangisi depreme dayanıksız, hangi yollar devre dışı kalır, hangi köprüler devre dışı kalır; bunlarla ilgili bilgileri içeren bir Master Plan'dı. Geçen 20 yıllık sürede de işte bu Master Planın uygulanması gerekiyordu. Deprem Master Planı diyor ki; ‘Bayraklı'da şu bölgedeki binalar depreme dayanıksız. Zeminden dolayı, faya yakınlığından dolayı, binanın eskiliğinden dolayı bunların yıkılıp yerine daha güçlü bir bina yapılması ya da güçlendirilebiliyorsa güçlendirilmesi gerekiyor.' Ama bu 20 yıllık sürede hem İzmir hem Türkiye genelinde kentsel dönüşüm, doğal afet eksenli olmadığı için daha çok ‘kaçak yapılar, gecekondu kısımları yıkılıp yeniden yapılsın' gibi bir süreç oldu. 20 yılı böyle geçince; herhangi bir depremde zarar görebilecek binalar ayakta kalmış oldu" şeklinde konuştu.

30 Ekim depreminin Samos merkezli bir deprem olduğunun altını çizen Sözbilir, "Yani bizden uzakta, denizde olan bir depremdi, tsunami anlamında irkilmemiz doğaldı. Denizde olan bir fay kırıldığında o faya komşu kıyılar tsunami anlamında etkilenir. Özellikle 6.5'ten büyük depremlerde bu çok doğal. Ne yaparsak yapalım ondan kurtulamayız ama depremin şiddet karaya doğru ulaştığında karada yaratacağı etkiden kurtulmamız gerekiyordu. Yani 17 tane binanın yıkılmaması gerekiyordu, onlar son 20 yılda düzeltilmesi gereken, güçlendirilmesi gereken ya da yıkılıp yeniden yapılması gereken binalardı. Bunu yapmadığımız için bu depremde böyle bir zarar gördük" diye konuştu.

2027'DE DİRENÇLİ İZMİR OLACAK

Türkiye'de İl Afet Risk Azaltma Planlarının yapımına başlandığından bahseden Prof. Dr. Sözbilir, "Bunlar İçişleri Bakanlığı'nın AFAD düzeyinde yapılan çalışmalar, tüm illeri kapsıyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde deprem, sel, heyelan, kaya düşmesi gibi insanların zarar görmesine yol açacak bütün doğal afetlere karşı alınması gereken önlemler ve bu önlemleri kimlerin sağlayacağı, belediyelerin ve diğer kurumların yapması gerekenler hepsi oluşturuldu ve bunlar için bir süre tanındı. En fazla 2027'ye kadar bütün bu çalışmalar yapılacak. 2027 yılında İzmir doğal afetlere karşı daha dirençli bir kent olacak" ifadelerini kullandı.

İzmir'deki aktif faylardan da bahseden Sözbilir, "İzmir fayı; Güzelbahçe'den başlar Narlıdere, Balçova, Konak, Altındağ, Işıklar, Pınarbaşına kadar devam eder. Bizim faylarımızın hepsinin üzerinde yerleşim var. Bizim faylarımız 7.2'ye kadar deprem üretme potansiyeline sahip olan faylar. Dolayısıyla bunlardan herhangi bir tanesi deprem ürettiğinde ciddi anlamda hasar oluşur. Diyelim ki; İzmir'de şu anda 1 milyon tane bina var, yaklaşık 100 bin tane bina yıkılabilir, tabi hangi fayın deprem ürettiğine bağlı olarak" şeklinde konuştu.