Kentsel dönüşüm için KHK devreye girecek

20 November 2017

Kentsel dönüşümün kapsamındaki riskli yapıların dönüşümünün önündeki engeller Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılacak. Ülke genelinde devam eden Kentsel Dönüşüm sürecini hızlandırmak ve var olan sorunları aşmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmeler düzenleyen İNDER, GYODER ve KONUTDER’in çabaları sonuç verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm çalışmalarının önündeki engellerin KHK ile daha rahat ve hızlı aşılacağını duyurdu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na mevcut sorunlarla ilgili bilgi aktarımında bulunan dernek başkanları, son zamanlarda bazı art niyetli vatandaşların kentsel dönüşüm sürecini kesintiye uğratmak için uyguladıkları yöntemleri rapor halinde iletmişti. Yakın zamanda düzenlenen Şehircilik Şurası’nda konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin “kentsel dönüşümün önündeki engellerin kaldırılması için çalışma yapılıyor” açıklaması, sektör beklentilerinin somut karşılık almasına yönelik ilk adım olarak atıldı.
Sektör temsilcilerinin gerçekleştirdikleri temaslardan; arsa payı düzeltim davası, tereke davası, gaiplik hali, hisselerin küçük miktarlara bölünmesi ile muhatap sayısının artırılması, yurtdışında mukim veya adresi belli olmayan maliklere satış yaparak tebligatın imkânsızlaştırılma hali ve benzeri koşulların oluşturulmasıyla kanun boşluklarından yararlanan ve süreci sekteye uğratan art niyetli arsa sahiplerine karşı KHK ile çözüm bulunacağını duyurdu.

“FIRSATÇILAR YASAL BOŞLUKLARI KULLANIYORDU”

Konu hakkında görüş bildiren İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, deprem riski taşıyan binalardan kurtulmak için hazırlanan 6306 sayılı yasanın yaratığı ümit ışığının, fırsatçı arsa sahipleri ve bazı grup meslek mensuplarının yasal boşluklardan yararlanarak bulduğu yöntemlerle, söndürülmeye çalışıldığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Afet Yasasının çalışmasına mani olan zihniyetlerin, olası bir deprem sonundaki manzara karşısında vicdanları -o da varsa- sızlamayacak mı?” diye soran Nazmi Durbakayım, “Deprem riski olan binaların dönüşümüne engel olmak için yeni yeni metotlar geliştiren zihniyetlerin, beklenen depremden sonra emellerine muvaffak olduklarını görmek istemiyorsak, bu seferberliğe hepimiz katılmalıyız. Bakanlık, bu art niyetli kişilerin çıkardığı engelleri bertaraf etmek için bir dizi kararlar aldı. Ancak yasal boşluklardan yararlanan bu zihniyet, yeni yöntemler buldu. Art niyetli arsa sahipleri, ilk olarak dönüşüm başladıktan sonra arsa payı düzeltim davası açıyor. Bu şekilde arsa paylarının hatalı olduğunu öne süren kişiler açtığı bu davayla süreci kilitliyor. Ayrıca dönüşecek binadaki hak sahipleri tereke davası açarak, miras kalan malların bölüştürülmesini veya yeniden hesaplanmasını talep edebiliyor. Bu da süreci uzunca bir süre tıkıyor. Vatandaşın başvurduğu bir başka yöntem ise mülkün hissesinin belli bir bölümünün yurtdışında mukim kişilere satılması şeklinde oluyor. Bu sayede müteahhitler de yurt dışındaki hisse sahibinden onay almak veya tebligat yapmak için epeyce uğraşmak zorunda kalıyor. Böylece süreç uzayıp gidiyor. Bağdat Caddesi ve Fikirtepe gibi bölgelerde yapılan bu uygulamalar, hem dönüşümün önünü tıkıyor hem de mağduriyetler ortaya çıkarıyor.”

“7,5 MİLYON RİSKLİ KONUTUN YENİLENMESİ LAZIM”

Ayrıca kentsel dönüşüm çalışmalarıyla bugüne kadar sadece 550 bin konutun dönüştürüldüğünün altını çizen Durbakayım; “Yasanın yürürlüğe girdiği yıldan bu yana, yılda 100 bin konut dönüştürebilmişiz. Hali hazırda yaklaşık 7,5 milyon riskli konutun yenilenmesi göz önüne alınırsa, bu hızla bütün riskli yapıların döşümü için 70-80 yıl gerekmektedir. Peki deprem bizi bekleyecek mi? Beklemeyeceği apaçık ortada. Fay hatları ile dolu ve sarsıntılarla hareket eden dünyamızın deprem kuşağındaki ülkemizde, hemen hemen her gün deprem uzmanları tarafından depreme ne kadar yakın olduğumuzu açıklayan beyanatlar gelmektedir. Reisicumhurumuzun ve Bakanımızın deprem riskini dile getiren konuşmalarını duyuyoruz. Bu ve bunun gibi engellemelerin bertaraf edilmesi için KHK’ler ve torba kanuna konacak maddeler ile çözüm üretilmesinin zaruri olduğunu Bakanlığa arz etmiştik. Aldığımız pozitif yönlü duyumlar ile devlet erkânının da bu konuya gerekli ehemmiyeti gösterdiği yönündedir” diye ekledi.