Ruhu da Adı Kadar Güzel

01 April 2014

Önünden belki binlerce defa geçmişsinizdir ve çoğu İstanbullu gibi yolunuz düşmemiştir! Hâlâ has Osmanlı ruhunu yakalayabileceğiniz Zeyrek, zamana direnen konaklarıyla uyanmayı bekleyen semtlerden birisi.

 

Dik  yokuşları, hamamları, türbeleri, cumbalı evleri ve ünlü evliyalarıyla bilinen Zeyrek, Bizans ve Osmanlı tarihinin kilit noktasında yer alıyor.

 

Atatürk Bulvarı’ndaki Unkapanı durağının oradaki yokuştan tırmanarak semte giriyoruz. Zeyrek yokuşları “Serçeden başka kuş, Zeyrek’ten başka yokuş bilmez” cümlesine ilham olmuş. Yol türbelerden geçiyor.
Mehmet Emin Tokadi Hz. Türbesi bunlardan biri. Zeyrek’e yolu düşen çoğu insan gibi buraya duaya gelmişler. Türbenin bahçesinde bir sürü ahşap piknik masası bulunuyor, bir de iri kıyım sokak kedileri.

 

 

Bu türbenin hemen karşısında Koç grubu tarafından işletilen Zeyrekhane bulunuyor. Burası bir restoran ve sosyal tesis. Terasından Haliç, Şişhane sırtları, Unkapanı ve Süleymaniye semtleri kusursuz bir şekilde görünüyor. Aynı zamanda enfes bir Molla Zeyrek Camii manzarasına sahip.

 

Zeyrekhane’nin karşısındaysa dizilerden tanıdığımız bir bina olan Arı Konak bulunuyor. Konak beş kuşaktır aynı aileye ait. Semtin en büyük yapılarından birisi. Arı ailesi 1925 yılında sahip oldukları konağı birçok hizmet için kullanmakta. Dizi çekimleri, seminerler ve yemekler için konağı kiralayabiliyorsunuz. Arı Konak aynı zamanda Zeyrek Mehmet Paşa Sokağı’nın da açılışını yapıyor bize. Bu sokak tuhaf bir İstanbul fotoğrafını getiriyor gözlerimizin önüne.

 

 

Sakil hatta döküntü apartmanların arasında gizli hazineler saklı. Eski Osmanlı konakları. Kimisinde hummalı bir tadilat çalışması var, kimisi ise kararmış ahşabıyla direniyor, var olma savaşı veriyor. Zeyrek’te konuştuğumuz herkes ağız birliği etmişçesine eskiden semtin daha güzel olduğunu söylüyor.

 

 

Zeyrek Camii yenileniyor!

 


Molla Zeyrek Camii aslında “Doğu Roma” Doğu Roma döneminde inşa edilmiş Pantokrator Manastırı Kilisesi’nin camiye dönüştürülmüş hali. Doğu Roma döneminde inşa edilen kilise, Fatih Sultan Mehmet döneminde cami ve medrese olarak kullanılmaya başlanmış.
Medresenin baş müderrisi Molla Mehmed Zeyrek Efendi hem buraya adını vermiş hem de medreseyi yönetmiş. Camide şu günlerde hummalı bir çalışma var. Tepeden tırnağa yenilenip tekrar hizmete sokulacak.